Friday, April 15, 2011

Güzel güzel. Hayat güzel aslinda...

Sabah Cakkidi Cakkidi calan bir araba uyandirdi beni. Ardindan icli müzigiyle gecen eskici bana Halil Pazarlama'yi hatirlatti yine. Kendi aralarinda konusmayi beceremeyen, sürekli anons halinde gezen Alman milletinden bir cift yasli teyze (TSE'ye göre yasli, buraya göre 50lik biralari devirip dev patatesleri yiyebilme seviyesi) bilmiyorum kac sent hakkinda hararetle konusarak gectiler. Hemen ardindan beraberligi saglayan topragim "Selaminaleyküm Abi, wie geht's?" deyince kalktim.

Kahve güzel sey deyip, eski mide agrili günlerimin anisina kocaman bi kupa koydum kendime. Zaman degil herseyin ilaci, huzur. Bir yudum icip onun asagi yukari gidis gelisiyle ugrasirdim iki üc sene önce. Reflü, modern cagin hastaligi... Önündeki gün icin planlarin resim yapmak, güneslenerek kitap okumak ya da spor yapmak olunca, indigi yerde kaliyor kahve.

Bugün aslinda pencerede oturup gelene gidene bakasim var. Kültürlerin bulusma noktasindaki güney cepheli penceremizden, cilgin zangoclu kiliseye karsi oturasim var. Haydi zangoc, vur caninin dibine! Cuma'ya giden dedeleri kacirdim sanirim ama parkta güneslenmeye giden gay kardesler gecer birazdan. Bizim komsu kizlarin tatil günüyse onlar da tutar mangalin bacaklarindan, giderler yine kizkiza keyfe. Biz cumartesiyi bekleyelim, izin günümüz degil malesef...

Biraz yeni hobime calismaliyim. Malum yaz aksamlari yaklasiyor. Sahillerde ates yakilmasi an meselesi. Ukulelemle Akdeniz Aksamlari ve Fabrika Kizi'ni calma cabalarim giderek sonuc veriyor. Herkes cüssesine yarasir müzik aletini bulmali sonucta :)

Bak isteyince oluyor, hayat bazen zor geliyor ama idare ediyorum.


(Karikatür: Piyale Madra)