Wednesday, October 6, 2010

Dogum Günü Pastasi

Cocuklugumdan hatirladigim bazi pastalar var, "Kizim cok yeme, kusarsin." isimli. Zavalli bünyemin kaldirmadigi ve gece hep ayni sekilde geri gelen o kremayla, bu kez evin halilarini ya da banyo kapisini sivardim.

Bu yüzden dogum günü pastasi seven, ya da arada tatli krizlerine girip de "Kocca bi dilim pasta olsa da yesem!" diyen insanlardan olmadim hic. Hele ki dondurmamin üstüne dondurmam kadar kremayi oturtup getiren Alman garsonlarina da sinir oluyor, bütün bu yazdiklarimi onun kisitli vaktinin icine cevirip sokamadigim icin de "Danke." deyip geciyorum. Tabi ki evimin halilarini ve banyo kapisini düsünerek bu cok sevilen sevimsiz cok yagli kremayi dürterek alttaki tabaga hafif bir yanlislikla düsürüyorum. Düstügü anda cikan lök sesi tercihimin dogru oldugunu söylüyor. Komsu masanin yasli teyzesi üzülen gözlerle bakiyor lök diye oturan kremaya, kendi kremasinin dibini siyiriken ici gidiyor benim kendi gibi sisko kremama.

Sirf bu yüzden dogum günü pastalarina karsi da mesafeli dururken süper bir tarif buldum. Eveeet sevgili ev hanimlari, kalem kagidinizi hazirlayin!

Önce güzel findikli bir kek yapicaz. Ama kekte gercekten hic yag yok, negzel di mi?
Nil'in sarkisini söyleyerek basliyor, üc yumurtayi kiriyoruz. Üzerine evdeki bardaklarla yapilan cesitli deneyler sonucu tariflerde bahsedilen cay bardagi olduguna kanaat getirdigimiz bardagimizla bir ölcü seker ekleyip sabirla cirpiyoruz. Bu arada Lie to me dizisini izliyorsak, bes dakika cabucak geciyor. Kabartan toz ve koku alan vanilyayi ekleyip, bu sefer kendisini su bardagi ilan ettigimiz diger bir bardakla bir ve bucuk kez un ekliyoruz. Findiklari rondoda cekmeyi unuttugumuzu hatirlayip diger tarafa dönerken de firini aciyoruz ki önceden isinsin. Findiklari da koyunca artik kolumuzu da yoran cok yogun kivamli bir bulamacimiz oluyor. Bunu kaba ittire ittire aktariyoruz. "Bu ne yea, azcik bisey bu" deyip korkarak firina koyuyoruz.

Püf noktasi: Hamurislerinizin güzelce kabarmasini istiyorsaniz, firina koyarken göbekli bir tanidiginizin ismini referans olarak verin.

Kisin en sevilen yanlarindan olan portakallarimizdan SB olarak ismini kisalttiklari su bardagi ile 3 kisilik olacak sekilde su cikariyor ve tencereye koyuyoruz. Bu meshur SB artik portakal suyuyla islandigi icin önce onu kurulayip sonra sekerimizi icine dolduruyoruz. Gene bir ölcü. Dört corba kasigi unu da üzerine serpistiriyoruz ki kivama gelebilsin. Bu nefis kokulu karisimi ocakta kaynatiyoruz.

Püf noktasi: Evde kimse yoksa arada kasigi büyük bir zevkle yalayabilirsiniz. Varsa bekleyin, en son dibini siyirirsiniz.

Güzelce kivama gelince iki corba kasigi sivi yagi ekleyiverip olayi bitiriyoruz. Artik bunun bitisi ve sogumasi firindaki kekin pisme süresine bi sekilde denk geliyor. Gelmezse bir bölüm daha Lie to me koyun.

Pasta yaparken en sevmedigim sey hep o vicik kremayla ugrasmak, onu ugrasa ugrasa düzeltmek ve her defasinda bi yerinde iz kaldigini görüp defalarca üzerinden gecmektir. Bu krema kendi kendini sürüyor, cok sevimli. Siz keki ikiye kesip arasina biraz bu kremadan biraz ananastir, muzdur koyup üst parcayi kapatiyorsunuz. Kafasindan assa bu kremayi bosaltinca o kendi kendine pastayi kapliyor. Az önce elimizin ayarini tutturamayip cok cektigimiz findiklarin kalanini da üstüne serpistirebiliriz.

Her serpistirme sirasinda yazilmaya calisan yazilar ya da rakamlar bi halta benzemediginden, en son care kalan findigi komple serpistirip sade bir tasarimla pastayi bitiriyoruz. Kek saklama kaplarindan birinin icine koyup iki üc saatlik bir üsüme macerasi icin dolapta acabildigimiz yere koyuyoruz.

Püf Noktasi: Önce dolapta uygun yeri acin, pastayi sonra kucaklayin. Aksi halde bi elde tutulmaya calisan pasta gözünü yere dikebilir.

Bana göre, alevli, yanarli - dönerli servis etme kismi en güzeli. Yanina arkadas olarak güzelinden bir köpüklü sarap ve hediyeler de varsa kim takar 29mus, 30mus...